Beyaz Saray Kitapçılar Çarşısı
Türkiye’de, bilhassa İstanbul’da müslüman okurların yolu mutlaka Beyaz Saray’a düşmüştür. Dini yayıncılığın bugünlere gelmesinde ve müslüman insanların şuur kazanması noktasında, Vezneciler‘de bulunan bu mekan oldukça ehemmiyetli bir konumdadır. Birçok yazarın, öğrencilerle buluşma noktası olan bu mekan, zamanla bir kültür ocağına dönüşmüştür.
Beyazıt’taki eski yerinden ayrıldıktan sonra Vezneciler’deki Yumni İş Merkezine taşınsa da ismi Beyaz Saray olarak anılmaya devam etmiştir. Bu yazıda Beyaz Saray’da ilk dini kitapçıyı açarak solcu kitapçıların hakim olduğu bu mekanı, müslüman kitapçıların mekanı haline getiren Hasan Başpehlivan’dan ve Beyaz Saray’ın müslüman kitapçılara geçiş sürecinden bahsedeceğim.
Hasan Başpehlivan 1944 yılında Artvin Yusufeli ilçesinin Kılıçkaya köyünde dünyaya gelmiştir. İlkokulu köyünde bitirdikten sonra bir süre çobanlık yapmıştır. Askerlik sonrası İstanbul’a abisinin yanına gelerek kitapçılık yapmaya başlamıştır. Kitapçılığın yanı sıra Refah Partisi’nde siyaset de yapmıştır. Bir müddet sonra abisinin kurduğu Bahar Yayınlarından ayrılarak Gonca Yayınlarını kurmuştur.
Beyaz Saray’da İlk Dini Kitapçı
Beyaz Saray’da ilk dini kitapçı olan Bahar Yayınevi‘ni Hasan Başpehlivan ve abisi kurmuştur. Kitapçıyı ilk açtıklarında Beyaz Saray, genellikle solcu kitapçıların hakim olduğu bir yer. Bahar Yayınevi‘nin Beyaz Saray’da dükkan açması üzerine, Hasan Başpehlivan’nın desteğiyle dini yayın yapan yayıncılar Beyaz Saray’a taşınmaya başlayarak bu mekanın, dini kitapçıların mekanı haline gelmesini sağlamıştır.
Bu süreci Hasan Başpehlivan’ın dilinden dinleyelim: ‘‘Şimdi Beyaz Saray’da daha çok sol neşriyat vardı. İlk defa Bahar Yayınevi olarak ağabeyim orada bir dükkan açmıştı; sonra ben de onun yanında çalışmaya başladım. 1980’e kadar devam ettirdik. Bahar Yayınevi’nin ardından diğer yayınevlerinin oraya gelmeleri için biz uğraştık. Yani ‘‘Burada boş bir dükkan var gelin!‘‘ demişizdir. Geldiler, öylelikle Beyaz Saray dini kitapçılarla doldu; öyle ki kırkın üstünde yayıncı oldu.‘‘ (Kağıt Kokulu Yıllar-Syf 53)
Bahar Yayınevi’nden sonra Beyaz Saray’a ilk olarak İrfan Yayınevi gelmiş. İrfan Yayınevi’nden sonra Sebil Yayınevi, Tohum Mecmuası, Hisar Yayınevi, Demir Kitabevi, İslamoğlu Yayıncılık, Şelale Yayınevi, Berekat Yayınevi, Aydın Yayınevi, Gonca Yayınevi, Pamuk Yayınevi, Enderun kitabevi gibi kitapçılar Beyaz Saray’da dükkan açmıştır.
Beyaz Saray’da Basılan ve Dağıtılan İlk Dini İçerikli Kitaplar
Bahar Yayınevi’nin ilk bastığı kitap Ebu’l Hasen Ali Nedevi’nin Dinsizlik Dini kitabı olmuştur. Daha sonra İmam Gazali’nin Bidayetül Hidaye, Haydar Bammat’ın Garp Medeniyetinin Kuruluşunda Müslümanların Rolü, Hasan Ege’nin tercümesini yaptığı Dört Mezhep Fıkhı, Abdulkadir Geylani’nin İlahi Armağan, Celal Yıldırım’ın hazırladığı Kuran Ahkamı, Hüseyin Elcisr’in Risale-i Hamidiyye, Cemal Öğüt’ün Kadın İlmihali, Mehmed Sait’in Ailede Saadet Prensipleri, İbni Haceril Askalani’nin Münebbihat, Ebu’l Hasan el-Maverdi’nin Din ve Dünya Edebi, Muhammed Hamidullah’ın Muhtasar Hadis Tarihi, Ömer Öztop’un Süleymaniye’den Hitap, Hayati Ülkü’nün Oruç ve Zekat ile Hac ve Kurban gibi kitaplar Bahar Yayınevi tarafından yayınlanmıştır.
Bu kitaplar dışında Necip Fazıl Kısakürek’in Reis Bey Çile, Çöle İnen Nur ve Hikayeler, Eşref Edip’in Kara Kitap, Mehmed Zahid Kotku’nun Risale-i Halidiyye Tercümesi, Seyyid Kutup’un Kuran’da Edebi Tasvir, Mevdudi’nin İslam Medeniyeti, İslam Nazarında Doğum Kontrolü, Hasan Halid’in İslam’da Kahramanlık Ruhu, Osman Yüksel Serdengeçti’nin Mabetsiz Şehir, Bir Nesli Nasıl Mahvettiler, Bu Millet Neden Ağlar, Gülünç Hahikatler, Akdeniz Hilalindir, İmam Gazali’nin İhyau Ulumi’d Din, Ahmed Hamdi Akseki’nin İslam Dini, Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali, Sadi Şirazi’nin Gülistan, Beydaba’nın Kelile ve Dimne, Abdurrahim Zapsu’nun İslam Tarihi, Hasan Basri Çantay’ın Kırk Hadis Tercümesi, Vahidüddin Han’ın İslam Meydan Okuyor gibi kitaplar, Beyaz Saray’da satılan bazı dini içerikli kitaplardır.
Beyaz Saray Müdavimleri
Beyaz Saray sadece kitap okurlarının uğradığı bir yer değildir. Yazarların da sık sık uğradığı bir yerdir. Üniversiteden ve başka yerlerden gelen gençlerle yazarların buluştuğu, muhabbetlerin edildiği, bazen kültürel tartışmaların yaşandığı, toplu iftarların yapıldığı, ticari kaygılardan ziyade Allah rızasının esas alındığı bir yerdir.
Necip Fazıl Kısakürek, Muhammed Hamidullah, Kadir Mısıroğlu, Mahir İz, Mustafa Kutlu, gibi isimler Beyaz Saray’a gidip gelen isimlermiş. Hasan Başpehlivan’ın Necip Fazıl Kısakürek ile birçok anısı var. Bazı kitaplarını Hasan Başpehlivan basmış. Onun dışında kitap satışlarını da yaptığı için Necip Fazıl Kısakürek ile birçok münasebeti olmuş.
Hasan Başpehlivan’ın dilinden Necip Fazıl Kısakürek’i dinleyelim: ‘‘Üstad Necip Fazıl çok değişik bir insandı. Yani bir anda cebine bir milyon koy; iki tane talebeyle karşılaşsın, o para giderdi. Yani almasını bilirdi; harcamasını da. Şunu demek istiyorum: Diyelim ki gelse bir talebe, ‘‘Üstadım, param yok‘‘ dese cebinde ne varsa çıkarıp verecek karakterde bir insandı.‘‘ (Kağıt Kokulu Yıllar-Syf 187)
Muhammed Hamidullah İstanbul Üniversitesi’nde ders verirken Beyaz Saray’a uğrarmış. Hasan Başpehlivan’ın dilinden Muhammed Hamidullah’ı dinleyelim: ‘‘Hamidullah hoca bizim dükkana pek çok vesilelerle gelip gitmiştir. Dükkanda oturmuştur; defalarca sohbet etmişizdir. Her defasında onu katıksız, yüzde yüz samimi bir ilgiyle karşılamamdan büyük mutluluk duyduğunu belli ederdi.‘‘ (Kağıt Kokulu Yıllar-Syf 140)
Sonuç
Hasan Başpehlivan’ı vefatından önce ziyaret etme fırsatını bulmuştum. Okulumuzun kütüphanesi için kitapçıları gezip yardım istiyorduk. Dükkana girip meramımızı anlatınca bizimle çok ilgilendi. Oturmamızı söyledi. Oturduk, çay içtik. Daha sonra bize birçok kitap hediye etti. Kütüphanenin oluşumunda oldukça yardımcı oldu.
Kağıt Kokulu Yıllar kitabında hayatından ve dini yayıncılığın serüveninden bahsediyor. Beyan Yayınlarından çıkan bu kitap, nehir söyleşi tarzında. Dini yayıncılığın serüvenini bu işi başlatan insan tarafından okuyabilmek gerçekten büyük şans. Ayrıca bu alanda tek olması hasebiyle altın değerinde bir eser.
Beyaz Saray’ın eski yerini görmesem de Yumni’nin müdavimlerindenim. Kitapta, her ne kadar Yumni’nin eski tadı vermediği söylense bile ben Yumni’de vakit geçirmeyi çok seviyorum. Kitapların arasında kaybolurken bir yandan kitapçılarla ve farklı okurlarla muhabbet etmek insanın ufkunu tarif edilmez bir derecede genişletiyor.
Yumni’de en çok gittiğim kitapçı Ravza Yayınları. Yumni’nin en eski kitapçılarından olan Ravza Yayınları yayın çeşitliliği bakımından oldukça geniş alan sunuyor. Onun dışında birçok eski kaset bulma imkanı bulunuyor Yummi’de. Ezgi/marş kasetlerinin yanı sıra İmamın Öldürülüşü, Türkistan Geceleri gibi bant tiyatroları da yakın bir zamana kadar bulunuyordu. Fakat maalesef bu bant tiyatroları yavaş yavaş tükeniyor. Yumni’de devam eden Beyaz Saray geleneğini devam ettirmek bizim elimizde. Umarım bu geleneğe sahip çıkabiliriz.