BİTTİ DEDİĞİM YERDEN

Siz hiç bitti dediğiniz yerden tekrar başladınız mı? Ben geçenlerde bunu yapan biriyle tanıştım. İsmi Gülcan Mutaf … Sağ olsun genç ve sevecen bir yazar olan Gülcan Hanım ‘ Bitti Dediğim Yerden’ isimli kitabını hediye etti. İkinci Adam Yayınlarından çıkan 74 sayfalık bu kitap bende derin izler bıraktı. Açıkçası kitabı ilk elime aldığımda bu kadarını beklemiyordum. Sayfaları çevirdikçe kendimi bulduğum satırlar değdi bakışlarıma. Sonrası mı? Sonrası derin bir tefekkür ile nefes nefese okuyuş ve son… Evet kitap elime geçer geçmez bir kerede okudum. Hayır ince olduğu için değil gerçekten sıkmadığı için.

Türü ne bilmiyorum. Bir türü var mı onu da bilmiyorum. Zira kitapta hem mensur şiire hem denmeye hem söyleşiye hem de mektuba benzeyen parçalar var. Bazı yerlere şiirler de serpiştirilmiş. Kitap tam manası ile bir roman veya hikaye kitabı olmamasına rağmen önünüze bir vaka da koyuyor. Bu da okuyucuya aynı kitapta farklı şeyler sunuyor. Bu durumun bütünlüğü bozacağını düşünenler olabilir. Ve belki de bazı yerlerde öyle lakin metinlerdeki konuların aynı olması ve ahengin devamlılığı bu kusuru kapatmış görünüyor. Fakat şunu belirtmeden geçemeyeceğim; düz yazı olan yerler şiir olan yerlere göre daha başarılı. Ve birkaç kelime yerine onların eş manalısı olsa idi daha güzel olurdu.

Peki kitabın konusu ne mi? Tabiî ki aşk… Lakin liseli aşıkların oyunları gibi değil. Gönülden bir sevgi bu. Duygular o kadar iyi aktarılmış ki sadece o duyguyu hissetmek bile kitaba ısınmanızı sağlıyor. Bu kitapta çok satsın diye abartılı kelimeler, oraya buraya sıkıştırılmış kalıplar yok. Belki de en güzel yanı bu. Kitap sanatsal açıdan yeterince süslü ve güzel lakin bu kitapta berraklık var. Dibine kadar saflık var. Göz yaşları ile yazılmış hakiki düşünceler bunlar…
Kitabın kapağında şöyle bir ibare mevcut: ‘ Her günün gecesinde bitti deyip, her gecenin sabahında bitti dediği yerden başlayanlara…’ Belki siz de bu kitabı okuduktan sonra bitti dediğiniz yerden başlayacaksınız. Yazar öyle yapmış. Ve ortaya bu eser çıkmış.

Biraz kitabın tasarımından da bahsedelim. Yayınevi gerçekten iyi bir işçilik çıkarmış. Punto, yazı tipi, kapak tasarımı, sayfa düzeni klasik görünümüne rağmen kitabın içeriğine çok uygun. Metinler yerli yerinde. Bazı yerlerde güzel bir simetri göze çarpıyor. Sayfa kenarlarında güzel göstermek için konmuş çiçekli böcekli abur cuburlar yok. Kısacası temiz iş…

Yani demem o ki bu kitabı okuyun arkadaşlar. Yazımızın sonuna geldik. Bitti dediğiniz yerden başlamanız dileğiyle…