Hecelenmeyen Hikaye
Hecelenmeyen Hikaye
Renksiz bir dizeyle başlıyoruz hikayeye
Yağmur yağıyor, vakit geceyarısı yıldızlar akıyor yeryüzüne
İçimize sinmiyor insanbakışları, bakamıyoruz
çıplak gözle güneşe
Güneş demişken hızlı geçiyor günler artık sığınamıyoruz zamana
İçimize akıttığımız her damla yaş bırakıyor gönlümüzde bir derin sızı
Sızı hep var
sızı kaybolmayacak bir örtü gibi üzerimizde
Damarlarımızda dolaşan beton tozu bulaşmış kara ruhlu binalar
Üzerimize bürünmüş gökdelen adlı yaftalar
İçimize bir mezar kurduk artık
Ölü ruhlar, ölü bedenler barındıran bir mezarlık
Duyguları barındıran, açgözleri barındıran yalancı baharları barındıran
Rüzgârın uğultusu dolmuyor içimize
Gök her gürlediğinde güneş açıyor başka bir yerde
Hasat mevsimi yaklaşmış
Bir nakkaş göğü nakşediyor gönlüme
Hasat mevsimi içimden bir duman yükseliyor geriye
Geriye doğru yol alıyoruz evet
Geriye doğru yürüyoruz yolları, sokakları kapatıp ilerliyoruz
Karanfilleri büyütüyoruz ağaçboyu
Dünya daha güzel bir yer oluyor büyüdükçe boyu çiçeklerin
Dünya ne kadar güzel olacaksa olsun
İçi durulmuyor insanın
Zorba duyguların kasveti eksilmiyor
Velhasıl
Dünya demet demet güzelleşiyor da
İnsanın içindeki
Yangın
Hiç durmuyor
Çünkü değişmiyor insan her ne olursa.