Tanzimat Dönemi ve Dilin Evrimi -1-
Türk dilinin son yüzyıldaki devrim niteliğindeki değişimini bilmekte ve Tanzimat döneminde kaleme alınan eserlerde dahi bu değişimin büyüklüğünü görmekteyiz. Bu değişimde özellikle on dokuzuncu ve yirminci yüzyılda (Tanzimat, Servet-i Fünun, Fecr-i Âti… dönemleri) gelişmekte olan edebiyatımızın ve Türk Edebiyatında yeni yeni görülmeye başlayan türlerin etkisi büyüktür. Yine on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyılda Avrupa’da baş gösteren Endüstri (sanayi) Devrimine ayak uyduramamış oluşumuzun etkisiyle de dilimize girmiş olan yabancı kelimelerin sayısını arttırmıştır. Geçmiş dönemlerdeki eserleri okumayışımız, aruza; divanlara ve Osmanlı Türkçesine karşı ördüğümüz duvarlar, bu değişimin ivmesini arttırmıştır.
Dilimizin adeta yeniden yapılandırılması dini, tarihi ve kültürel zararlar doğurmuştur.
1839 da sadece siyasi bir gelişmeymiş gibi görünen Gülhane Hattı-ı Şerif-i (Padişah yazısı), Tanzimat-ı Hayriye (Hayırlı düzenlemeler) ya da günümüzde bilinen adıyla Tanzimat Fermanı, demokratikleşme hareketinin yanı sıra Türk halkına sosyokültürel değişiklikler için zemin hazırlamıştır.
Dilin değişiminde en büyük aracı sanattır. Tanzimat sanatçılarının batılı anlamda eserler verme gayreti Batı’dan roman, modern hikâye, tiyatro ve gazete gibi türleri edebiyatımıza kazandırdı. Her dönemde farklı yönlere evirilen ve farklı kavramlar kazandırılan edebiyatımıza bu dönemde, hak; adalet, özgürlük, vatan ve milliyet gibi kavramlar, yoğun bir şekilde Tanzimat Dönemi sanatçılarının eserlerinde görülmekteydi. Tanzimat şair ve yazarlarının hemen hemen hepsinde batı hayranlığı vardı. Bu yüzden Fransız edebiyatında bilhassa 18. yüzyıl “Aydınlanma Devri’nin Montesquieu, j. J. Rousseau, Voltaire gibi devrimci düşünürlerine bağlanmışlardır.
Devamı gelecektir…